top of page

Doç. Dr. Massimo Musio-Sale ile röportaj

Gemi ve yat tasarımı konusunda dünya lideri olan Cenova Üniversitesi ile bölümümüz arasında öğretim elemanı değişimi yapılmaktadır. Bu çerçevede, ziyaretçi öğretim üyesi olarak bölümümüzde ders veren Doç. Dr. Massimo Musio-Sale ile yaptığımız bir röportaj.

Bize kendinizden söz eder misiniz?

Adım Massimo Musio-Sale; İtalyan’ım. Şunu söylemeliyim ki, yat tasarımcısı olabilirim, ancak, yat tasarımcısı olabilmek için, eğitimime mimarlık alanında başladım. Yani, aslında, ben bir mimarım. Yat tasarımı tutkum, çok erken yaşlarda başladı. Zira, tekne eskizleri yapmam, on üç yaşlarıma kadar uzanıyor. Sonuçta, konuya esasen “yat tasarımcısı” olmak hedefiyle, mimarlık okuyarak başladım. Fakat, o zamanlar, dünyada, yat tasarımcı olabilmek üzere eğitim veren herhangi bir program bulunmuyordu. Bu alan, mühendislik ve mimarlık edimini birleştiren bileşik bir edinik bilgi (know how) alanıdır. Konunun mimari yönü, benim ilgimi, teknolojik yönünden daha çok çektiği için, ben de, bu alanı tercih ettim. Böylelikle, gemi inşaatı ve gemi makineleri mühendisliği eğitimi almak yerine, öncelikle, mimar olmayı tercih ettim. Ne var ki, bu disiplinde, bu olguların birlikteliğinin sürekli bir olduğunu söylemeliyiz. Yani, iyi bir yat tasarımcısı olmak, gemi mühendisliğinin edinik bilgilerinin iç mekan tasarımıyla, dış donatımıyla, stayling (styling, biçimleme [verbatim anlamıyla mimari biçimleme]) ve moda tasarımıyla ne şekilde bağlantılı olduğunu bilmeyi gerektirmektedir. Bütün bu ögeler, bir yatta birleşmektedir. Böylece, kanımca, yat, tasarlanacak en ilginç nesnelerden biridir. Çünkü yat, hali hazırda diğer tasarım alanlarının içerdiği birçok ögeyi birleştirmektedir. Örneğin, yat, endüstriyel bir üründür. Evet, öyledir diyebiliriz. Diğer yandan, yat, aynı zamanda bir konuttur. Evet, bunu da söylemeliyiz. Bu açıdan bakınca, bir yat, içinde yaşanılabilecek; içinde ve dışında hoşça vakit geçirileilecek biricik endüstri ürünüdür. Bir konutun tersine, yat, su üzerinde kendini sevk edebilmektedir. Diğer yandan, bir konut, bir kara parçası üzerinde sabitlenmiştir. Endüstriyel bir ürün ve taşıt olmasının ötesinde, yat, iç ve dış mekanındaki yaşam pratikleriyle, tadını çıkarabileceğiniz bir şeydir. Böylelikle, yat, gerçekten, bir taşıt ve konut algısını bünyesinde birleştiren bir üründür. O, hareket ettirebileceğiniz bir ev; içinde yaşayabileceğiniz bir taşıttır.

Bu yüzden, yatları, tasarlamak için, ilginç ürünler olarak görüyorum. Bir yatın iç mekanını tasarlıyorsunuz, ancak, dışarısını da tasavvur etmelisiniz ve bu doğrultuda fikirleriniz olmalı. Çünkü, başarılı bir yatın sırrı, iç mekan yaşamıyla dış mekan yaşamının birlikteliğinde yatar. Uyumak için, yemek için, geceleyin sessizlikte oturmak ya da bir şekilde kötü hava koşullarından korunmak için, içeride bulunmaktan keyif duyarsınız. Ama aynı zamanda, dışarının da tadını çıkarırsınız. Esintiyi hissetmek, denizin ve güneşin tadını çıkarmak ve doğayla yakın bir bağlantı kurmak isteyebilirsiniz.

Bunun yanında, bu disiplinde ve bu hedefte ayrıcalıklı bulduğum bir nokta da, bir yatta bulunurken, yaşamınızın en çok sevdiğiniz zamanını buna ayırıyorsunuz. Evinizde yaşarken, elbette, bir dünyada bir insan ya da ülkenizin bir vatandaşı gibisiniz. Her gün üniversitede ya da fabrikada ya da ne bileyim; bir hastanede ya da başka bir yerde çalışmak zorundasınız. Böylelikle, eve, uyumak, bir şekilde dinlenmek için, elbiselerinizi değiştirmek, rahatlamak ve ailenizle daha çok yakınlaşmak için gidersiniz. Evde mutlusunuzdur, çünkü, ailenizle ve belki akrabalarınızla birlikte olmanın tadını çıkarırsınız. Ancak, teknedeyken, daha mutlusunuzdur; çünkü, evden farklı olarak, tatil zamnınınızı geçirmektesinizdir. Ve tatil zamnınız, yaşamınızda elde ettiğiniz en değerli zamandır. Çünkü, haftada altı gün “bir gün” tatile yapmak için çalışıyorsunuz ve bu bir gününüzü iyi geçirmek için, altı gün boyunca çok çalışırsınız. Yani, bu sizin bir günlük tatilinizi, geçireceğiniz en iyi biçimde geçirmeye çalışırsınız. Çünkü, anılar, tatillerde geçirdiğiniz yaşamınızın değeridir.

Geçen yılkı yaz tatilinizi anımsayınız. Oh! Birlikte ne güzel zamanlarımız olmuştu… Bu zamanlar, size, bir kış daha geçirmenin enerjisini verir. Dolayısıyla, tatiller, herkesin yaşamndaki en önemli zamanlardır. Böylelikle, yat tasarımcısı, insanların en önemli zamanı için, en nazik ögeyle uğraşan kişidir. Bunun için, bu çok iyi bir iştir. İşimi, bu nedenlerden ötürü beğeniyor; seviyor ve çok önemsiyorum. İnsanların en önemli zamanları için çalışıyoruz.

Şu anda elli sekiz yaşındayım; yani yaşlanıyorum. Ancak, mutluyum ve yaşamımda, asla, hiçbirşeyi değiştiremem. Çünkü, bu işi seçtiğim için, ciddi anlamda mutluyum. Ben bu işi, dünyadaki en heyecanlı işlerden biri olarak görüyorum. Bir gökmen (astronot), yıldızlara yolculuk yapan bir uzay gezmeni olmak da güzel olabilir elbette… Ancak yat tasarımcısı olmak, şu anda çok güzel. Düşünsenize; bir yaratıcısınız… Var olmayan birşeyi yaratıyorsunuz. İnsanları mutlu ya da mutsuz yapabilme gücüne sahipsiniz. Eğer bir yanlış yaparsanız, insanlar elbette mutsuz olacaklar. Ancak, insanları mutlu yapabilme olasılığı, benim için çok önemli. Çünkü, sonunda, sabahleyin aynaya baktığınızda, kendinizle karşılaşıyorsunuz. Kendinize soruyorsunuz “Hayatta ne yaptın? Yaşamınla ilgili ne düşünüyorsun?” Ve bir an geliyor ki, kendinizle baş başasınız. İşte o an, bütün yaşamınızı sorguya çekiyorsunuz.

Düşünüyorum ki, ben, yaşamımda, istediğim şeyleri yapma olanağı bulabilmiş bir kişiyim. Bu büyük bir şans ve aileme, beni destekleyip, üniversiteye gitmemi sağladıkları için teşekkür borçluyum. Tanrı’ya da, benim yatçılığın çok yaygın ve gözde olduğu bir ülke olan İtalya’da doğmamı sağladığı için şükrediyorum. Çünkü biz İtalyanlar, dünyada, yat tasarımının öğretmenleriyiz ve şimdilerde, artık, yat yapımında da, bir çeşit uzmanız. Yani, ben şanslıyım. Çünkü, elbette, Japonya’da da doğmuş olabilirdim. O zaman, belki bir mühendis ya da başka birşey olmuş olurdum ve o zaman da, şimdi olduğum gibi, bir yat tasarımcısının yaklaşımına sahip olma olanağı bulamazdım. Demek ki, yaşamımın bir parçası, yaşamımın önemli bir başarısı, şanslı olmamdandır. Bizim insanlarımız, yaşamlarında, belli bir şans yüzdesine sahiptir. Ama, başarımın bir bölümü de şudur ki; ben bu disipline, daha küçük yaşlardan, yeniyetmeliğimden başlayarak, kuvvetlice odaklanmıştım. Böylelikle, ben “tasarımcıların tasarımcısı” olmaktan mutluyum. Çünkü ben, yaşamımın yirmi yılını profesyonel deneyimle geçirdim. Ancak 2008’den sonra, artık üniversitede, tam zamanlı olarak kalmaya karar verdim. Çünkü, o anki durum, beni, ya üniversitede kalmaya ya da üniversiteyi bırakıp, profesyonel yaşama devam etmeye zorluyordu. O anda, yaşımı, seçeneklerimi, beklentilerimi ve çevredeki genel koşulların hepsini göz önünde bulundurarak, üniversitede kalmaya ve mesleki etkinliğimin yüzde yüzünü üniversiteye ayırmaya karar verdim. Ve şimdi, bu kararı vermiş olmaktan mutluyum. Çünkü “tasarımcıların tasarımcısı” olmak, gerçekten çok büyük bir doygunluk.

Şunu söyleyebilirim ki, ben üniversitedeki görevime 1990’da başladım. Yani, yaşamımın yirmi yılı boyunca, mesleği, öğretimle birleştirtirek sürdürdüm. Fakat bu çok zor oldu. Çok zor oldu; çünkü, bir günde yirmi dört saatiniz var. Ve herhangi bir alanda iyi bir başarı yakalamak istiyorsanız, çabanızın yüzde yüzünü o işe adamanız gerekiyor. Zaten ciddi bir çabayla, profesyonel bir iş yapmaktayken, yüzde elli zaman ve çabanızı başka bir işe, ayırmanız, her iki işte birden, başarısızlığı getirme olasılığını taşıyor. Ve sonuç olarak, karar verdim ve şöyle dedim: “Peki, üniversiteyi seçiyorum; çünkü, orada, bu yaşta daha mutlu olabilirim”. Çünkü, mutluluk, her kişinin amacıdır ve aynı zamanda, düşüncede, saçma da değildir. Mutluluk, yaşamda doyuma ulaşmanın sırrıdır ve birçok bileşenden oluşur. Bunlardan biri de elbette, meslektir. Yalnız, mutluluğun bileşenlerinden bir diğeri de, diğer insanlarla olan ilişkidir.

Bir yandan, profesyonel işinizden memnunken, diğer yandan, sıklıkla, birçok insanla da kavga ediyorsunuzdur. Üreticiyle (tersane, atelye vb.) bütçe sorunları yüzünden kavga ediyorsunuzdur. Bazen, aynı anda hem satın almacıyla hem de müşteriyle (armatör) yine bütçey sorunlarıyla ilgili kavga edersiniz. Müşteri, tasarruf etmek istiyordur. Ancak, aynı zamanda kafasındaki düşün de yaşama geçmesini bekliyordur. Öte yandan, yatın kesinlikle kar etmesi gerekmektedir ve daha önce de söylediğim gibi, siz bütün bunların ortasındasınızdır.

Derslikte, siz bu seçeneklerin arasındasınızdır ve bu iki durumla çok daha kolayca uzlaşabilirsiniz. Yani, genellikle, profesyonel yaşam zordur; çünkü siz, iki tarafı birden yönetecek kadar akıllı olmalısınızdır. Ancak sıklıkla, her gün düşüncelerinizi ve tasarımınızı en uygun çözümüyle kabul ettirmek için mücadele ediyorsunuz. Çünkü herkes, iyi çözümü cebine koymaya koşullanmıştır. Böylece herkes “tamam, tasarımcının ne yapacağına bakalım” demeye eğilimlidir. Çünkü ben, zaten, teknenin nasıl yapılacağını bilen tarafım. Ve ben, tasarımı deneyimlerime bakarak, üretime dönüştürmek isterim. Ve onlara, bir fikir vermem; bir çizim, bir tasarım veriririm. Ve şöyle derim: “Lütfen, benim tasarımımı izleyiniz; çünkü ben size karşı sorumluyum. Üretici de çeşitli gerekçelerle buna direnebilir. Bu nedenle, profesyonel yaşam, daima, bitmek tükenmek bilmeyen bir tartışmadır.

Üniversitede çalışmak farklıdır. Çünkü üniversitede çalışarak, otuz yıllık profesyonel etkinlik anlamındaki deneyimimi aktarabilir, karşılaştığım sorunu çözebilir ve arkamda benden bir parça bırakabilirim. Çünkü, belki ben bir noktada bir sorunun üstesinden gelebilirim ama; buradaki doyum ve çözüm farklıdır. Ben o noktada, o anda, o sorunu çözdüğüm zaman bilirim ki, başka birisi, benim bıraktığım yerden o deneyimi sürdürecektir. Ve benim başladığım ilk aşamalaradan değil de, benim deneyimimle bıraktığım o noktadan alarak o sorunu çözecek ve çözümü daha da yetkin bir düzeye taşıyacaktır. Bir deneyimimi, ileri bir düzeyden başlayarak aktarmak, benim için gerçekten bir mutluluktur. Profesyonel yaşamda, çoğu insan “Vay be! Bu iyi bir mimar” diye düşünür. Ancak, bunun arkasında, bu iş gerçekten çok yorucudur. Çünkü, her yerde daima bir savaş vardır. Ama üniversitede, geleceği görebilirsiniz. Belki bazen, bütçeyi çok aşarsınız. Çünkü üniversitede, fikirler esasen “fikir” içindir; bütçe için değildir. Dolayısıyla, bu sayede, profesyonel yaşamda bütçe kısıtları yüzünden elde edemeyeceğiniz yeni iyi bazı özgün bazı çözümler bulursunuz. Bu nedenle de, tasarım açısından, genellikle geleneksel kalırsınız. Ama okulda, düşünce biçiminizi, gelecek kuşaklara da aktarabilirsiniz.

1990’dan beri öğretiyorum ve benim ilk mezunlarım 1993’te mezun oldular ve ben, eski deneyimlerimle eğittiğim bu çocukların, üzerine önemli bilgiler koyduklarını ve çok önemli tersanelerde, çok önemli tasarımlara yön veren pozisyonda çalıştıklarını görüyorum. Aldığım ve verdiğim eğitime müteşekkir olmak beni mutlu ediyor. Diğer yandan, iyi bir aileye sahip olmak da bir mutluluk. Çünkü aile, siz yorulduğunuzda size yardım eder. Sevdiğiniz bir mesleğiniz olması da, yaptığınız işte iyi sonuçlar almanız için bir fırsattır. Çünkü, yaşam ve mutluluk zincirini tamamlayan son halka, sonuçlardır.

Would you tell us about yourself?

My name is Massimo Musio-Sale. I come from Italy. Let me say, I can be a yacht designer but to be yacht designer, I started my education in architecture. So in fact, I am an architect. My passion for yacht design, has started very early in my life because I remember that, my beginning of sketching boats are from my age of thirteen. So I started to be an architect, with a target “to be yacht designer” in the origin; but at that time, was not existing in the world any program that educates to be yacht designer. That’s why, this is a combinational know how, combining engineering with knowhow of architecture. The architectural side, was the one I prefer much more than the technology side. So instead of having an education in navel engineering, I preferred to be an architect first. Nevertheless the combination of those elements are continuously present in this discipline. So, to be a good yacht designer, is good to have to know, how nautical engineering combined with know how in interior design as well as exterior outfitting, styling and fashion design. All these elements are combined in a yacht. So personally, I consider the yacht, one of the most interesting elements to be designed. Because, the yacht combines many elements already included in other design fields. For instant, a yacht is an industrial product. We can say yes. But a yacht is also a house somehow. We can say yes as well. So practically, yacht is the only industrial product, in which you can live and enjoy your time inside and outside. So more than a house, the yacht that can move itself in the water. On the other hand, a house is blocked in the land. More than an industrial product, more than a vehicle it is something that you can enjoy in the living inside as an interior design. So it is really something that combines the house and the vehicle feelings together. It is the only vehicle you live and it is the only house you move. So that is why I consider yachts very much interesting in terms of a target to be designed. You design the interior space of the yacht, but you should imagine and have ideas and design inside and outside as well because of the secret of the success of a good yacht is the combination between the interior life and the exterior life. You enjoy to stay inside to sleep or may be for dining somehow and to protect yourself against the weather, the temperature to stay quiet in the night. But you like to enjoy outside, to enjoy the breeze, to enjoy the sun, to enjoy the water and to stay in strict contact with the nature. So, this is very much interesting.

Alongside what I consider interesting in this discipline and this targeting particular is that, in a yacht you dedicate the time of your life you like much more. In a house, of course, you live in a house as you are a citizen of the world. You should work every day at the university, or in a factory or I don’t know where, in a hospital or may be in another place but you work every day as a citizen. So you go to house for sleeping, for resting somehow for change wearing, enjoy and you have the focus of your family. And you are happy in the house because you enjoy with your family and your relationship with your relatives. But when you are onboard, you are much happier; because more than a house, you are enjoying your holiday time. And your holiday time is the most precious time you have in your life. Because you work six days to have one day holiday and to enjoy your one day holiday, you work hard for six days. So your one day holiday you like to spend as the best you can because your memory is the value of your life you charge in holidays.

You remember your summer holidays of last summer. Oh! how beautiful times we got together. These, give you the charge of having one more winter. So these are the most important times in life of everybody. So yacht designers work for the most delicate element, for the most important time of every people. So it is a very good work. I like, I love my job because of these. And I consider it very important because of these reasons. We work for the most important times of the lives of people.

Now I am fifty eight; so I am going to be old. But I am happy and I never change nothing in my life. Because I am seriously happy of the choice that I got to do this work. I consider this work, one of the most exciting works in the world. Well to be an astronaut, navigation sailor to the stars could be good as well. But it is a moment to be a yacht designer. You are a creator. You create something which does not exist. You have the power to make people happy or unhappy if you made a mistake of course. But the possibility to make people happy is very important for me because after all, when you mirror yourself in the morning, you face with yourself. You ask yourself “What did you do with your life? What do you think about your life?” And you have a moment when you are alone with yourself. And in that moment, you count what you are doing with your life.

And finally I consider well, I have got the chance to do in my life, what I like to do and this is a big luck and I should thank to my parents, to support me for the study in university. I thank God that makes me born in Italy, which is a country where yachting is very popular and appreciated and we are teachers of yachting in the world and now we are a sort of master of yacht building in the world. So I am lucky. Because, of course I may have been born in Japan may be. I would have been an engineer of something else and I couldn’t have had the possibility to approach of a yacht designer as I now do. So the part of my life, the success of my life is because I am lucky. Same for everybody. Our people should have at a certain percentage of fortune in their life. But part of my success is because I was very much strongly oriented in this discipline since my early life when I was a teenager. And so, now I am happy to be the “designer of the designers”.

Because I spent my life in twenty eight years of a professional experience. But after 2008 I decided to go to the university for full time for the university. Because the situation at that moment allows me to have a choice or remain in the professional life and abandon the university. At that moment due to my age, due to my choice, due to my expectation due to the general situation all around, I decided to remain at the university hundred percent of my time. And now I am happy to have this choice as well. Because to be the “designer of designers” is really really a big satisfaction.

Now I can say, I started my activity at the university in 1990. So, for twenty years of my life, I combined both profession and teaching together. But it was very hard. It was very hard, because anyway, the time you have at your disposal is twenty four hours in a day. And if you like to have good success in one or the other field, you have to dedicate one hundred percent of your effort. Dedicating fifty percent of the effort in one field and other fifty percent of the rest in some other field, risks not to be satisfactory for neither of the two positions. And finally, I decided “Ok, I prefer the university, because in that, I can in my age I can be happier. Because happiness is always the target of every person should find for themselves and also happiness is not abstract in theory. Happiness is the secret to be satisfied in the life and is a combination of many elements. One of the elements is the job of course… But one of the elements of happiness is the relationship you have with the other people.

While you’re satisfied during the professional work, very often you are always fighting with many people. You fight with the builder because of budget problems. Sometimes you fight with your purchaser and your owner as well still for the budget problems. So the owner would like to save money, but he can expect having his fantasy. On the other hand, the yacht would like to save money at all. And you are in between as I said before.

In the class you are in between and should compromise those two positions. So, very often your professional position is hard because, you should be so clever to make both sides satisfied. The yacht and the owner as well. But very often, you are fighting everyday to affirm your ideas, your designs as the best solution. Because everybody should be convinced to have the good solution in the pocket. So everybody approach themselves saying “Ok, see what the designer is going to do”. Because I already know how to do the boat. But, ok. Say what your opinion is. And I would like to transform, according to my experience in the building. Not an opinion; a drawing, a design. So please follow my design; because I am responsible and you should follow my design. I do not. Because if I do that, I would probably save more money. Yes, but if you do like this, not according to the design, not according to the requirement of the owner. It is always a fighting.

Working in the university is different. Because working in the university, I can keep my thirty years of experience in terms of professional activity and transfer something else after me. Because I am getting over, but the best satisfaction is to know that somebody else of me can continue my experience not starting from ground level as I do in my life. But starting from a superior level according to my experience I can transfer them so in fact, this is happiness of course. During the professional life, most people think that “Woaw… this is a good architect”. But you know, behind of that; this is very much tiring. Because there is always a battle everyday. But at the university, you can see the future. May be you can go out of the budgets sometimes. Because ideas per ideas are not for the budget and so in that, you can find some good new original solutions, those you cannot have in the professional field because of the budget. So, you most remain more traditional in terms of design. And you can transform your thinking to the further generations as well. I can see that, since 1990 I teach and my first graduated people is from 1993 and I see some people my early experience in the university, now working in a direction activity the most important yachts in the world. Being thankful for my education makes me happy. Having a good family is a happiness too. Because family helps you when you are tired. Having a work in a job you like is a good opportunity as well and have good results from the things you have done. Because results close the circle of life and happiness.

Bize İtalya’da yat endüstrisinin durumu ve verdiğiniz eğitimden söz eder misiniz?

Bu, benim şu anda içinde çalıştığım alan. Elbette, biz hiçbir zaman tatminkar değiliz. Çünkü daima geleceği düşünüyoruz. Biz bir patikada yürüdüğümüzü düşünüyoruz; ancak, bir sonraki aşama en önemli nokta. Aklımızdaki hedefe ulaşmak zorundayız. Bunun için, daima, geleceği düşünüyoruz.

İtalya uluslararası yat tasarımı etkinliğinin merkezi. Özellikle de süperyat alanında dünya lideri. Bütün yatlar genelinde, İtalya bir lider değil. Çünkü Amerikalılar bizim olduğumuzdan daha güçlü. Fransızlar da çok güçlü ama; biz, bu pazarda, bir iş merkezi olma anlamında çok güçlüyüz. Şunu söyleyebiliriz ki; biz İtalya olarak, fikirler anlamında lideriz. Yenilikçilik (innovasyon) İtalyan üretiminin liderliğidir ki; benim de çok güvendiğim budur. İtalyan Rönesansı’nı, Leonardo da Vinci’yi ya da Mikelanj’ı düşünürseniz; bu, belki de İtalya’nın bir geleneğidir. Yani bu, yenilikçilik anlamındaki liderlik, eski bir öyküdür. Çoğunlukla, modern teknoloji ürünleri bile, İtalyanlar tarafından bulunmuştur (icad etmek). Belki, araştırma olanaklarına erişmek için Amerikan üniversitelerinde ya da Amerikan merkezlerinde çalışan İtalyanlar’dır; ama genellikle, yenilikçilik takımlarının liderleri de ABD’de hep İtalyanlar’dır.

İtalya’da, bizim demokrasimiz, enerji ve bütçe anlamında çok pahalı. Çünkü, bazen demokrasi yürürlükte olsa bile, başkaları yüzünden, bir ülkede enerji kaybedebilirsiniz. Bazen, sizin gibi düşünmeyen insanların farklı fikirleri olsa bile onlarla konuşmak zorundasınızdır ve onlarla birleşmek zorundasınızdır. Demokrasi, bütün bunları kabul edeceğiniz anlamına geliyor. O zaman belki çözüm, en iyi olan değil, üzerinde en iyi uzlaşılan çözüm olma durumunda olacaktır. Ama elbette, bu, uzlaşmanın, en iyi çözüm olacağı anlamına da gelmiyor. Ancak bu, bizim demokrasi için, ödeme zorunluluğumuz gereken bir bedeldir. Bu, hem politika bağlamında hem de endüstri bağlamında düşünülmelidir. Çünkü endüstri ve politika, sıkıca birbirine bağlıdır. Politika kuralları yapar; endüstri de faaliyetleri yürütür. Ancak endüstriyel iş dünyası, politika tarafından tasarlanan kurallara göre çalışır. Böylece, İtalya’daki politika, İtalya’daki işçileri dikkate almalı, endüstriyi insanların bakış açısıyla görmeli ve geleceğin beklentilerini buna göre biçimlendirmelidir. Hükumetle endüstri arasında, böyle bir güven ilişkisi oluşmalıdır.

Böyle bir başlangıç ifadesinden sonra, söyleyebiliriz ki; bir şekilde, İtalya’da bile, bizler demokrasiyi kurmak için çok fazla çaba harcadık. Ne var ki, denizcilik alanındaki en etkili çözümü bulmak için, bu çabalar, henüz tam bir sonuca ulaşmış değildir. Örneğin, yatçılık konusunda konuşuyoruz. Bizim hala, dünya sıralamasında, iyi bir yat endüstrimiz var. Çünkü İtalya, hala, süperyat üretiminde dünya lideri olan ülkedir. Denizcilik endüstrisinin, bunun beş kat üzerinde bir büyüklüğe ve zenginliğe ulaşabileceği işaret ediliyor. Gemi inşaa ve yat tasarım ve üretim alanına yatırılan her Avro, yat sektörünün temelini sağlamlaştırıyor ve güçlendiriyor; yeni endüstriyel yatırımların önünü açıyor. Bu yatırımlar, deniz araçlarında görev yapacak denizciler için iş gücü sağlıyor. Aynı zamanda tersanelerde çalışacak işçiler ve opersayonel anlamda destek veren yan sanayi için istihdam yaratıyor. Bütün bu insanlar, bu sayede, yat ve gemi inşaa endüstrisinde çalışabiliyorlar. Bu alanda, her bir Avro’ya karşılık, beş kat fazla zenginlik üretebilecek bu sektöre yatırım yapmak çok avantajlı. Çünkü, bu, zenginliği katlayabilmenin çok etkili bir yolu. Dolayısıyla bu amaç, çok iyi bir geri beslenime sahip. Ne var ki, bazen bizim politikacılarımız, fırsatları iyi değerlendiremiyorlar. Vatandaşlar için, farklı politikaları izlemek iyidir. Fakat, son zamanlarda, İtalyan Hükumeti, bakış açılarını değiştirmesi gerektiğini ve yat endüstrisini canlandırması gerektiğini anlıyor. Ve bu da, olasılıkla, bu alandaki eğitim programlarına yardımcı olacak.

Dünya geneline bakarak, İtalya’nın, bütünüyle deniz araçları tasarımınına göre programlanmış olan, muhtemelen en güçlü eğitim programına sahip olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü, ABD, önemli yatların üreticileriyle, dünyadaki en güçlü yat üreticisi konumunda. Amerikalılar bu anlamda dünya lideri oldukları halde, onların üniversitelerinde, bütünüyle yat tasarımı için programlanmış bölümleri bulunmuyor. Bu konuda, yalnızca, bazı özel kurs veren kurumlar mevcut. Avrupa’da, yat tasarımı alanında eğitim veren en eski üniversite İngiltere’de bulunuyor. Bu okulun yaklaşımı da yalnızca, mühendislik bakış açısıyla bir eğitim vermek olmuştur. Biz İtalya’da şöyle düşünüyoruz: “Yat, mimari tasarımla, mühendisliğin, güzel bir karışımdır”. Çünkü, sonuç olarak, siz, aklınızdaki en etkili tekneyi inşa edebilirsiniz ama; eğer o tekne güzel değilse, o tekneyi pazarlayamaz ve satamazsınız.

Bir tekne, pazarda satılabilir olmalıdır ve insanlar bir tekneyi, yalnızca güzelliğinden etkilenip de alabilirler. İnsanlar tekneyi seyrederler ve o tekneye aşık olurlar. Ve aynı fiyatı ödeyecekleri bir ev satın almak yerine, içinde, belki de yılda yalnızca yirmi gün geçirecekleri bir yüzer evi kullanmak için, büyük miktar bir parayı ona öderler. O tekneyi yalnızca duygusal nedenlerle satın alabilirler. Böylece, bir teknenin en önemli özelliği onun “güzelliği”dir. Aynı şekilde, benzer nedenlerle, bir insana neden aşık olursunuz? İnsanlara, yalnızca iç güzelliğinden ötürü değil, dış güzelliğinden ötürü de aşık olunduğu gibi...

Bir teknenin, elbette performansı da önemlidir. Örneğin, bir tekne, İngilizce ikinci tekil adılıyla “dişi o (she)” olarak adlandırılır. O bir cansız nesne değil, dişi kimlikli bir nesnedir. Teknenizle konuşur; ona aşık olursunuz. Bu, teknenizi satabilme sırrının, yüzde ellisidir. İşte bu yüzden, yalnızca mühendislik, tek başına yeterli değildir. Ancak güzellik, yüzde ellidir. Çünkü yat fuarında, insanlar, ilkin güzelliği görürler. İstisnai olarak, bir kişi belki, bir tekneyi havuzlanırken görmeyi tercih edebilir. Ancak insanlar çoğunlukla, bunu ya da teknenin performansını görmezler. Öncelikle güzelliği görürler. Güzellik, performanstan daha çok ve başka birşeydir. O bir tattır, gustodur, bir duygudur. Benim mücadelem, bu duyguyu, performansın üzerine aktarmaktır.

Tasarım, İtalya’da bir anahtardır. Gelecekte de tasarım yapacağız. Tasarım ve turizm… Çünkü, ülkemiz, sanatların, mimarinin ve geçmişteki tasarımların güzel ülkesidir. Böylelikle, şunu söylemeliyim ki, İtalyan üniversitesinde, yenilikçilik iyidir ama gelecekte, bugün yaptığımızdan daha fazlasını yapıyor olmalıyız. Çünkü üniversite, geleceğe bir sıçramadır. Ve geçmişten geleceğe sıçrayabilmek için de, geçmişi, belleğimizde tutabilmeliyiz. Ve İtalyan Hükumeti ve politikacılar, gözden kaçırmamalılar ki, üniversiteye yatırım, halk için de girişimciler için yeterli değildir.

Girişimciler, sektördeki edinik bilgiden (know how) çok memnundurlar. Ancak, önceden de söylediğim gibi, bu endüstride çalıştığınız zaman, bütçenizi denkleştirme zorunluluğundan ötürü, sizi güçlü kılacak bir yenilikçilik alanınız olamıyor. Ve ürününüzü çalışır hale getirmek adına bütçeyi planlamak için, geleneksel çözümü seçiyorsunuz. Üniversite, farklı oyunlar oynayabileceğiniz tek yer. Yenilikçilik oyununu oynayabiliyorsunuz. Belki ürününüz, şu anda mükemmelen çalışmıyor ama, gelecek için bir kapı açabiliyor.

Would you tell us about the yacht industry in Italy and the education you’re giving?

This is the field what I work in now. Of course we are never satisfied because we always think about the future. We think that, we are walking through a walkway but the next step is the most important thing. We have to reach the target we have in our mind. So always we think about the future.

Italy is the center of the international yachting design activity and most in the super yacht field is the leader in the world. In the common yachts Italy is not the leader because Americans are stronger than how we are and French are also very strong but we are near to be the leader like the business school. Leader, because budget!... We can say that, in Italy we are leader in terms of ideas. Innovation is the leadership of Italian production. That is what I trust very much. That is probably is a tradition of Italy if you think of Leonardo da Vinci or Michelangelo of the Italian Renaissance. So, it is an old story of leadership in terms of innovation. So, mostly even the most modern technology has been invented by Italians. May be the Italians working in the United States because of the possibility to have research in the American universities or American research centers. But mostly Italians are the leaders of the team of innovation.

I really hope that in Italy our democracy is very much expensive in terms of energies and also in terms of budget. Because, sometimes democracy means you should lose energies because you should accept even people think against you has different minds and you have to speak to each other and to combine each other. So, the solution probably is not the best solution will be the best compromise solution. But compromise is not a best solution at all. But is a price we have to pay for democracy. And in these terms of politics that also in terms of industry. Because industry and politics are strictly connected. Politics make the rules and industry makes the business. But the business in the industry can make work according to the rules done by politics. So politics in Italy should consider the workers in Italy, see by the point of view of the people and future generation’s expectation and what our government doesn’t trust so much. So after this introduction we can say that, anyway even if Italy we spent a lot of energy in respecting democracy and not having the most efficacious solution in terms of interpreting of nautical field. For instance, we are speaking about yachting. Still we have a good yachting industry in the world. Because still Italy is near to be the leader of super yacht production. We can say that in this are the most demonstrated that the nautical field has a capacity to produce five times of richness. Every euro invested in nautical field of design construction, production, vulcanizing, maintaining yachting activity, produce time for the business in terms of people that can work on to taking care of a yacht in terms of sailors, crews, workers for maintenance, catering, brokerage, accommodation, fashion manufacturer. All of these people are in these industry and fields and can work in yacht industry. Producing five times more richness for every euro spent in that field. So it is a very positive field. Because it is the most of the most affection in terms of multiplication of the richness. So this has got a very good feedback. Nevertheless sometimes our politics doesn’t consider these opportunities. It is good for the citizens and follow up different politics. But recent times, Italian government understands that they should change their point of view and help the yachting industry. And these will probably facilitate also the educational programs in these field. Well we can say that in Italy looking around in the world we have probably the strongest educational program dedicated to the marine design of yachts. Because even in the United States, the manufacturers for serious boats are the most powerful in the world. They are the leader in the world and they don’t have any university which dedicates special care to educate yacht designers. And they have yacht design education only by some private courses. In Europe, the oldest university that educate in the yacht design was in England. The approach of the school was only by the point of view by the engineering of the yacht. We consider in Italy that, the yacht is a good blending between engineering and architectural design. Because finally you can build the most official boat of your mind but if the boat is not beautiful you can not be able to commerce the boat to sell the boat.

Boat should be sold in the market and people buy the boat just because of it’s beauty. They watch the boat and fall in love with this boat. And they pay a big amount of money to use a floating house for only twenty days a year instead of a house that they will pay the same price for. They buy that boat because of emotional reasons. So the most important part of a boat is it’s beauty. As the same reason why do you fall in love with a person? As fallen in love with people not just only of their beauty but also for their inner beauty. The boat’s performance is also important. For example you call a boat as “her” not “it’s”. A “she” not “it”… A boat is a human. You speak with your boat. So you fall in love with her. This is the fifty percent of the secret for selling the boat. That is why only engineering is not enough. But beauty is the first fifty percent. Because in boatshow, people first see the beauty. You see may be a dry dock the boat, but you don’t see the performance. You see the beauty first. So the beauty is the advertisement of a boat itself. Beauty is something more than a performance. It is a taste. It is a feeling. My challenge is to transfer these feeling over and after the performance.

In Italy design is a key. We should design in the future. Design and tourism… Because it is a beautiful country of arts, architecture and designs of the past. So in Italian university, I can say innovation is good but we should do much more than we are doing now. Because university is a jump into the future. And we should keep memory from the past to jump into the future. And Italian Government and politicians should remember this very carefully that, the investment in the university is not enough for the public and for the entrepreneurs as well.

Entrepreneurs are very much convinced about the knowhow in the field. But as I said before, when you work in that industry you cannot have an innovation field that much strong. Because you are obliged to satisfy the budget. And to satisfy the budget, which you should make your product works, so you should keep the traditional solution. University is the only place you can play different games. You can play the game of innovation. May be your product do not work perfectly now, but may open a mind for the future.

Maltepe Üniversitesi, Gemi ve Yat Tasarımı Lisans Programı’nı nasıl buluyorsunuz? Bu bölümün mezunlarının iş bulma olanaklarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Açıkça söyleyeyim. Bu üniversiteyle dört yıldır işbirliği içindeyim. İlk başladığımda “İtalya’da, kendi okulumda sorunlar var” diye düşünüyordum ki; burada, çözülecek daha fazla sorun olduğunu gördüm. Başta, bu konuda emidim ve Mehmet’e dedim ki “Tamam Mehmet. Bu sorunlara çözüm getirmek için, gerçekten çok sıkı çalışmalısın”.

Ben bazen öğrencileri, kek üzerindeki vişneler gibi görürüm. Ama, o vişnelerin altında, mutlaka bir kek olmalıdır ki, vişneler üzerinde dursun. Aksi takdirde, vişneleri neyin üzerine koyacaksınız?

Ama diğer yandan, bu geçen üç – dört yıl içinde, ben bu aynı genç çocukların düşünce yapısında, büyük bir değişim gördüm. Bu gençler büyüyor ve yetişkin oluyorlardı. Ve o andan sonra, mutlu olduklarını hissediyorlardı. Zira, üniversitede yapmakta oldukları şey, gerçekten sevdikleri ve hoşlarına giden şeydi. Geçen bu sürede, onların; edinik bilgi biriktirmeye başladıkları noktadan ve tasarımları kontrol altına alabildikleri andan başlayarak, tasarım yapmaktan, yaratmaktan mutlu olduklarını gördüm. Bu, onların düşü ve çok güzel birşey. Sonuçlar beni çok şaşırttı. Öğrencilerin bakış açılarında, bu denli bir büyük bir değişimin olabileceğini sanmıyordum. Ve şimdi Facebook’ta ya da Twitter’da ya da diğer sosyal medyada görüyorum ki, öğrenciler, projelerini paylaşıyorlar. Çünkü, yaptıkları işin arkasındalar. Tasarım, bir yaşamdır. Bir tasarımcının zihni, asla yaşamdan kopuk olamaz. Ben şimdi bile, gecenin ortasında, düşümde gördüğüm birşeyin eskizini yapmak için uyanıyorum. Neden? Çünkü, sabah olduğunda unutmuş olabilirim. Tasarım, ikinci bir eş gibidir. Ve ben, onların işlerini ve tasarım süreçlerini görünce, çok mutlu oluyorum. Çünkü, kağıt üzerinde bıraktığım çok küçük birşeyin, bir sihir tozunun, her öğrencinin zihninde büyüyüp, gelişerek, nasıl, koskocaman bir tasarıma dönüştüğünü görüyorum. Yani, onlar, benim çok küçük bir parçamı alıyorlar ve bununla, kendi üretimlerini yapıyorlar. İşte bu, beni çok mutlu ediyor. Şimdi okulda, artık çocuklar, işlerine kalplerini koyuyorlar. Mesleklerini seviyorlar. Ve eğer işinizi severseniz, her tür savaşta ayakta kalabilirsiniz.

Benim bölüm başkanlığını yaptığım yüksek lisans programında okuyan İtalyan öğrencilerin yüzde ellisi, yabancı ülkelerde çalışıyorlar. Daha da ötesinde, dokuz öğrenci, bir yandan, yat tasarımı endüstrisinde fiilen çalışmaktalar. Biz, programımıza yılda kırk öğrenci alıyoruz. Sayının da ötesinde, öğrencilerin endüstride, iş bulma riski var. İnanıyorum ki, Türkler de aynı fırsatlara sahip olacaklar. Öte yandan, unutulmasın ki, İtalya’da yat endüstrisi daha kalabalık; çünkü çok eski bir endüstri. Ancak, ben Türkiye’de, yat endüstrisinin daha da büyüyeceğini görüyorum.

How do you find the Nautical Design Bachelors Programme at Maltepe Üniversitesi? How do you asses the employment opportunities of the graduates of this programme?

Let me say very frankly. I cooperate with this university for four years. When I started here for the first time, I thought that I had had a problem at my university in Italy. But here, I had more problems to solve. I was convinced with the idea that “Ok Mehmet; you have to do a very hard work to find a solution”. And also, I see sometimes the students as same as the cherries on the cake. But behind the cherries you should have the cake. Otherwise it is just cherries and not ok at all. And that is not enough. But also on the other hand, I see in these three - four years a big change in the mentality of the same people. These people were growing up and being adults. So, from that moment, people start to understand that they were happy. Because what they were doing at the university are what they like and enjoy themselves. They had satisfaction in creating design, starting from the knowhow and having the possibility to control my design that is their opera. That is their song and this is very good. I am very much surprised of the results. I couldn’t imagine such a change in the mentality of the students. And I see on Facebook or Twitter or in other social media that the students post their layouts. Because they are maintaining their work. Design is a life. The mind of a designer is never disconnected. Even now, I get up in the night to sketch what I see in my dream because I can forget in the morning. So design is a second wife. And when I see their work and their process I become very happy because I can see some small thing I leave in the paper. Some magic powder I live in the paper remains in every students mind. So they keep a small part of me and reproduce their own production. So that is what makes me happy. Now in school students put their heart into their works. They love their work. And if you like your work, you can survive in every kind of battle.

Italian students who follows the master course I chair about fifty percent are working in foreign countries. Moreover, nine students are working in the yacht design industry. We accept forty people for a year. Over the number, there is a risk that, students may not find a job in the industry. And I believe that, also the Turkish people will have the same opportunities. On the other hand, I would accept that yacht industry in Italy is more crowded because it is older. But I can see that the yacht industry in Turkey is getting expended.

Öğrencilere bir öneriniz var mı?

Kendinize güvenin. Çünkü hayatta herkesin bir şansı var. Herkes, evreni, bizzat kendisi temsil ediyor. Ve biz, bu evrenin bir parçası olarak, geleceğin bize ne getireceğini bilmiyoruz. Ne var ki, bu süreçte, mutlu olmalıyız. Çünkü mutluluk, barışçıl bir dünyanın anahtarıdır ve mutlu olmak için, kendimizden beklediğimiz birçok bileşeni bir araya getirmeli, birleştirmeliyiz. Bu bileşenler, bizim dış dünyamızda olan şeylerdir. O zaman, kendinizi, çevrenizdeki diğer insanlarla birbirinize bağlayın. Çünkü, paylaşmak insanı mutlu eder. Bir sac ayağı ilişkilerse, diğeri “mesleğinizde profesyonel olmaktır”. İşte zenginlik budur. Ama, bunların en üzerinde, sağlık… Sağlık olmadan, bu mutlulukların hiçbiri elde edilemez. Böylelikle, benim önerim, bütün anıları biriktirmek; yaptığınızla ve kim olduğunuzla mutlu olmaktır. Kendinize güvenin.

Do you have any advice for the students?

Trust in yourselves because everybody have one chance in their life. Everybody represent the universe itself. And as a part of the universe we don’t know what the future will bring us. But we should be happy in that period. Because happiness is the key for a peaceful the world and to be happy we should combine many elements together what we are expecting from ourselves. It represents what is our outside of us. So connect with yourself with people around you; because sharing makes you happy. So one leg is the relations, other is being professional about your job and that last is the richness. But on the top of these, health. Without any of these happiness cannot be possessed. So my suggestion is to try to collect every memory you have and be happy what you are doing and who you are. Trust in yourselves.

Röportör: Faranhaz ÖZTÜRK, Arş. Gör.

Çeviren: Mehmet Aziz GÖKSEL, Yrd. Doç. Dr.

22 Temmuz 2016


bottom of page